23 Kasım 2017 Perşembe

Kalbinin attığı son noktaya kadar öpebilir miyim seni?
Sarabilir miyim bedenini bir sarmaşık gibi?
Her zerrenden tutunabilir miyim sana?
Kalbimden kalbine köprüler kursam
yıkar misin o köprüleri?
Yoksa ortasında öper misin beni?

17 Kasım 2017 Cuma





Kırgınım bugün
Sana, kendime, hayallerime
Seni umutla bekleyen iki gözüme
Seni zikreden dudaklarıma
Seni gösteren rüyalarıma kırgınım.

Yetti bana bir “bekle” deyişin
“Belki” dedim “sonu hayırdır bu bekleyişin”.
Şimdiyse aklımda sana dair tek şey: gidişin

Hiç bırakmayacakmışçasına sevdin beni
Arkanda mı bırakırsın sen sevdiklerini?
Sokakta mı buldun sen bu yüreği?
İstesem verebilir misin sana adadığım günleri?

Kırılan bir kalbin varsa benim gibi
Ne o, ne başkası, getiremez geri
Yüreğinin sevdaya koştuğu o eski günleri.

Taşımak istemem tabutuma son sözlerimi
Göçmeden iki borcum var teslim edeceğim
Bir canım kaldı yaradana emanetim
Bir de her şeye rağmen “seviyorum seni”

16.10.2017

21:56

Yaşa Kardeşim



Doğum ve ölüm hatırlamadığımız ve biteceği yeri bilmediğimiz bir ipin iki ucu. Bazılarımız iki uç arasında olmak dahi istemedi. Ama bu hayata ikinci bir gelişimiz yok. Kabul edelim ki dünyada kötülük aldı başını gitti. Benim de içimi karartıyor her defasında. Fakat gülümseten küçük detayları göz ardı edersek, yaşamdan nasıl zevk alacağız ?
            Sahi en son ne zaman mutlu oldum hatırlamıyorum. Ama en son ne zaman gördüğümü hatırlıyorum; otobüsteki bebeğin gözlerindeydi mutluluk. Ama siz de çok uzaklarda aramayın onu. Velev ki bulamadınız. O halde kendiniz yaratın. Siz sıcak yataklarınızda uyurken sabahın köründe evine ekmek parası götürmek için çalışan temizlik görevlisine bir “merhaba”nızı esirgemeyin. Yazları her gün su aramaya çıkan hayvanlar için bir kap su koyun evinizin önüne. Paylaşın duygularınızı, acılarınızı, sevinçlerinizi. Küçük Prens’te “Zor zamanlarımda yanımda yoksan mutlu anlarımı seninle paylaşamam.”dendiğini unutmadan paylaşın.
Bir zamanlar iki meraklı kız varmış. Kardeşlermiş bunlar. Herkese çeşitli sorular sorar, sorularını tamamıyla doğru cevaplayacak bir hoca ararlarmış. Günün birinde anneleri son çare olarak onları dağın tepesindeki bilgeye götürmüş. Gerçekten de kızların tüm sorularına mantıklı cevaplar vermiş bilge. Kızlar bir süre sonra sıkılmış. Bilgenin bilemeyeceği bir soru sormak istemişler. Kızlardan biri avucuna bir kelebek almış ve iki eliyle kelebeği hapsetmiş. Bilgeye sormuş “Elimde bir kelebek var. Canlı mı ölü mü ?” Eğer bilge canlı derse kelebeği iki elinin arasında ezecek, ölü derse de kelebeği salıverecekmiş. Dediğini yapmış. Bilge adam cevap vermeden önce kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve “Canlı veya ölü olması senin ellerinde kızım, senin ellerinde…” demiş.
Hiçbir şekilde Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asamamış, kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamamış biri olmayın. Bir nebze de olsa sizi siz yapan hatalarınızdır.
Hayat sizin ellerinizde. Ona şekil verecek sizlersiniz. Rotayı siz belirleyeceksiniz. Ve binlerce yıllık insanlık tarihinde yaşamış milyarlarca insan arasında bir iz de siz bırakın. Hemen iz dediğimde aklınıza sanat eserleri gelmesin tabii. Bana göre hayatınızda bırakabileceğiniz en güzel iz zeki ve ahlaklı bir evlat yetiştirmekten geçer. Sizin her ânınızı, her duygunuzu bedeninde ve ruhunda taşıyabilecek bir çocuk yetiştirin. Siz ölseniz dahi sizi davranışlarında yaşatacaktır.
Öyle bir yaşayın ki bu hayatı ölüm döşeğinde de olsanız geriye baktığınızda “keşke”ler değil “iyi ki”ler karşılasın sizi.
Yaşa kardeşim
Bir kadının umut dolu yüreğinde
Bir yetimin hayallerinde
Bir masumun gözlerinde yaşa.
 
Yaşa kardeşim
Bazen sınırın ötesinde
Bazen bir şarkının son hecesinde
Bazen şişenin dibinde yaşa.


Gül Ektiğin Toprağa Gömsünler Beni

Gül ektiğin toprağa gömsünler beni
Evine hoş geldin deyin toprağa koyarken bedenimi
Gülün yeşersin hemen üstümde
Yağmur damlaları değsin toprağıma
Sonra bir ağaç peydah olsun mezarımın köşesinde
Salıncaklar kurulsun üstüne
Kızım sallansın günlerce
Kaldırsın kafasını göğe
Şöyle baksın bir gökyüzüne
Gözlerini yumsun, derin bir nefes alsın
Gözlerini açtığında parlayan ilk yıldızdan selamımı alsın
Hoş geldin kızım, hoş geldin evine
Korkma, cennet kokulum, gitmedim ben hiçbir yere
Ne zaman özlersen beni, uzaklara bak kızım
Düşürme güzel kaşlarını sakın.
İnsan ömrü dediğin yetmiş, seksen sene
Elbet buluşuruz gülün sahibiyle de, seninle de..